Hidrojen enerjisi nedir?
Hidrojen atomu evrendeki en hafif ve en çok bulunan atomdur. Bu atom kokusuz, renksiz ve yanıcı bir gazdır. Evrende çok olmasına rağmen hidrojen atomu, gaz halinde bulunamamaktadır. Doğada bileşikler halinde bulunan hidrojen atomu, bileşiklerden ayrılması sonucunda enerji olarak kullanılabilmektedir. Hidrojen atomunun enerji verimi çok yüksek olmasına karşın, aynı oranda maliyet oranı da artmaktadır. Maliyetine bağlı olarak hidrojen atomu çok fazla alanda kullanılamamaktadır. Hidrojen atomu daha çok hava sanayinde kullanılmaktadır. Hidrojen atomu birçok yakıta göre daha güvenli olmasına karşın, zeplin faciasından kaynaklı olarak insanlarda yıllarca güvensizliğe sebep olmuştur. Ar-Ge çalışmalarına gerekli önem verilmemiştir. Ayrıca hidrojen atomu uçaklarda kullanılmaktadır. Ancak, uçaklarda kullanılan hidrojen atomu sadece havalanma sırasında kullanılmaktadır.
Hidrojen atomu avantajları, kolaylıkla elektrik enerjisine döndürülmesi ve rüzgar veya güneş gibi her zaman karşılaşılmayan yenilenebilir enerjiye karşı her daim elektrik üretebilmesidir. Yani kısaca sürekli devamlılığı olan bir enerji standarttır. Aynı zamanda olası bir kazada, hidrojen atomun buharlaştığı için fosil yakıtlar gibi büyük yangın kazalarına sebep olmayacaktır. Araba ve gemi kazalarına bakarak, yola ve denize sızan fosil yakıttan oluşan kirlenmeler hidrojen yakıtlarından meydana gelmemektedir. Doğa için daha sağlıklıdır. Ancak kolay sızabilme özelliği, buhar olmasından kaynaklandığından dolayı, daha zor depolanmasına neden olmaktadır. Bir diğer dezavantajı ise, hidrojen atomu oksijen atomu ile bir araya gelirse, patlamaya sebep olmaktadır.
Hidrojen enerjisinin tarihçesi 1500’lü yıllarda ortaya çıkmış ve 1700’lü yıllarda yanabilme özelliği ortaya çıkmış bir basit ve çok bulunan bir evrendir. 19. Yüzyılda buhar gücünün teknolojide insan gücü yerine kullanmasıyla birlikte makinelerin gücüne duyulan ihtiyaç daha da artmıştır. Böylece hidrojen enerjisi daha da artarak kullanımı yükseltmiştir. Günümüze kadar kullanımı artarak devam eden bu sistemin 1974 yılında Florida Amerika’da düzenlenen Hidrojen Ekonomisi Miami Konferansı sırasında Uluslararası Hidrojen Enerjisi Birliği kurularak, yapılan çalışmaların daha verimli gelişmesi umut edilmiştir.
Güneş gibi yıldızların sahip olduğu termonükleer tepkimelere verilen ısının tetiklenerek bir yakıt haline geçirilip, hidrojen olarak evrenin temel kaynağı olma sürecine hidrojen enerjisi denilir. Hidrojen doğal olmayan bir yakıttır yani birincil enerji süreçlerinden fayda sağlayarak su, fosil yakıt ya da biyokütle alternatiflerinde olan hammaddelerden bir araya getirilebilen suni bir enerji kaynağıdır. Sonucunda insanlığın kullanımında oluşturabilecek ihtiyaçlarını yaklaşık 10 yüz yıldan beri karşılamak için üzerine çalışmalar yürütülmüştür.