Hidroelektrik Yenilenebilir mi?

Doğal olarak çevremizde bulunan ve belirli bir dönüşüm içerisinde olan kaynaklar kendilerini tüketmeden başka enerji kaynaklarını üretmek için kullanılırlar. Güneş, rüzgâr ve su gibi devamlı bulunan kaynaklara yenilebilir enerji kaynakları adı verilir. Öyleyse hidroelektrik yenilebilir mi? sorusundan yola çıkarak devam edelim. Günümüzde petrol ve doğalgaz kaynaklarının tüketimi, artan nüfusa paralel olarak fazlalaştığı için bu enerji kaynaklarının her geçen gün fiyatları artmaktadır. Bu yakıtlar, çevre kirliliğine sebep olarak bazı olumsuz etkiler yaratırlar. Yenilebilen enerji kaynaklarının önemi bu bağlamda son yıllarda artmaya başladı.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması ile birlikte gelecek nesillere çok daha yaşanabilir bir dünya bırakmış olacağız. Bu konuda atılması gereken adımlar arasında uygun ortamlarda bu santrallerin kurulması ve alınan enerjinin depolanması olarak gösterilebilir.

Yenilebilir Enerjilerden Hidroelektrik

Doğal yollarla oluşan fosil yakıtlar, zaman içerisinde kullanım fazlalığı sebebiyle azalmaya başladı. Yeni fosil yakıtların oluşumunun uzun zaman alacağı düşünülünce alternatif arayışlar devreye girer. Günümüzde gelişmiş ülkeler, alternatif enerji kaynaklarını kendi imkanları ile üretme çabasına girdiler. Yenilebilir enerji kaynakları jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi, hidroelektrik enerji ve güneş enerjisidir. Bu anlatılanların sonucunda Hidroelektrik yenilenebilir mi? sorusunun cevabı evet olacaktır. Temiz ve saf bir enerji kaynağı olduğu için yenilebilir. Ayrıca elde edilmesi de oldukça kolay bir yöntemdir. Günümüzde balıkçılığın gelişmesinde, ulaşımda, enerji üretiminde, sulamayı arttırmada ve su taşkınlarını önleme gibi geniş kullanım alanlarına sahiptir.

Hidroelektrik Enerjisinin Ülkeye Avantajları

Ülkenin kendi doğal kaynakları kullanıldığı için herhangi bir dış ülkeye bağımlılık olmaz. Çevreye ve doğaya kirli atık bırakılmaz. En büyük artısı tamamen doğal olmasıdır. Bu kadar artısının yanında bazı dezavantajları da vardır. Doğal olduğu için yıl içerisindeki yağış miktarına bağlıdır. Yağışlar ne kadar çok olursa o kadar fazla enerji üretimi olur. İlk yapım aşamasında kurulacak tribünler için oldukça yüksek maliyet gerekir. Bunun için ciddi finansal destek sağlanması gerekir.

Ayrıca yapımı uzun yıllar almaktadır. Akarsu ve çevrelerinde inşa edildiği için oradaki alanların santrale uygun hale getirilmesi gerekir. Zorlu doğa koşullarında bunu sağlamak oldukça meşakkatli bir iş olarak karşımıza çıkar. Bazı çevreci kuruluşlar tarafından doğa katliamı olarak lanse edilen hidroelektrik yenilebilir mi? sorusu ile uzun yıllar gündemi meşgul edeceğe benziyor. Doğal kaynakların kullanımı ve geri dönüşümü her geçen gün artsa da ülkemizde bu imkanların tam anlamıyla üretilmesi pek mümkün değil.

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.